Olympos dağının yüce tanrısı, dünyadaki hatta göklerdeki herşeyin sahibi, tanrıların babası, çapkın Zeus. Kış mevsiminin soğuk mu soğuk bir gününde, ıssız bir yerde tek başına şarkı söyleyen, iri gözlü, güzeller güzeli bir kız gördü.
Dikkatle incelemeye başladığı kızın, kız kardeşi Hera olduğunu fark edip şaşkına döndü. Ancak aşık olmuştu bir kere ve hemen planını yaptı.
Güzel gözlü Hera, ihtiyar sütannesi Markis'in gözetiminden kurtulmanın tadını çıkartıp olacaklardan habersiz şarkısını söylüyordu. Birdenbire soğuktan üşümüş, tir tir titreyen, zavallı bir kuğu kuşu gelip Hera'nın güzel omuzuna kondu. Hera kuşa çok üzüldü ve onu yakalayıp ısıtmak için göğüsüne koydu. Halbuki bu kuş tanrılar tanrısı Zeus idi.
Zeus, Hera'nın gözlerine bakıp ''Hera; istiyorum ki, sen benim meşru karım olasın. büyük gözlü, güzel tanrıca benim peşimden gel, Olympos'ta parlak bir taht üzerinde ve benim sağımda oturarak saltanat sür.'' dedi
Siyahın en derinine sahip Diorshow Black Out maskarasıyla kirpiklerini dolgunlaştırıp iri ve güzel gözlerini odak noktası haline getiren Hera, razı oldu kendisine tutulan Zeus'a.
Baş tanrı Zeus, Kitheron dağında, Hera'nın büyülü gözlerine bakıp yerlerin ve göklerin bütün tanrıları karşısında kutsal evliliğin yeminini etti.
NE DEMİŞLER;
BİR BAKIŞ BAZEN ŞİFA, BAZEN ZEHİRLİ BİR OKTUR...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder